Sosyal Hizmetin Küresel Tanımı
Aşağıdaki tanım IFSW ve IASSW Genel Kurulu tarafından 2014 yılında onaylanmıştır.
Sosyal Hizmet Mesleğinin Küresel Tanımı
“Sosyal hizmet; sosyal değişimi ve gelişimi, sosyal bütünleşmeyi, insanların güçlendirilmesini ve özgürleşmelerini destekleyen uygulama temelli bir meslek ve akademik disiplindir. Sosyal hizmet, sosyal adalet, insan hakları, ortak sorumluluk ve farklılıklara saygı ilkelerini merkeze alır. Sosyal hizmet teorileri, beşeri bilimler, sosyal bilimler ve yerel bilgi ile desteklenen sosyal hizmet, yaşam zorluklarıyla mücadele etmek ve iyilik halini geliştirmek için insanlarla ve yapılarla çalışır. Sosyal hizmetin bu tanımı ulusal ve/veya bölgesel düzeylerde geliştirilebilir.”
Temel Amaçlar
Sosyal hizmet mesleğinin temel amaçları, sosyal değişimi ve gelişimi, sosyal bütünleşmeyi, insanların güçlendirilmelerini ve özgürleşmelerini sağlamayı içermektedir.
Sosyal hizmet; birbirine bağlı olan tarihsel, sosyo-ekonomik, kültürel, bölgesel, politik ve bireysel faktörlerin insanlığın iyiliği ve gelişiminin önünde fırsatlar ya da engeller yarattığını kabul eden, uygulama temelli bir meslek ve akademik disiplindir. Yapısal engeller; eşitsizliklerin, ayrımcılığın, sömürünün ve baskının sürdürülmesinde pay sahibidir. Irk, sınıf, dil, din, toplumsal cinsiyet, engellilik, kültür ve cinsel yönelim gibi kriterler üzerinden ortaya çıkan baskıların ya da ayrıcalıkların yapısal kaynaklarının neler olduğunu keşfetmede eleştirel anlayış geliştirmek ve yapısal ve bireysel engelleri işaret etmede eyleme dönük stratejiler ortaya koymak; insanların özgürleştirilmesi ve güçlendirilmelerinin amaç edinildiği özgürleştirici uygulamanın (emancipatory practice) merkezindedir. Sosyal hizmet, dezavantajlı bireylerle dayanışma içinde olarak, yoksulluğu hafifletmek, baskı altında olan ve incinebilir grupları özgürleştirmek, sosyal içerme ve sosyal bütünleşmeyi sağlamak için mücadele etmektedir.
Sosyal değişim (social change) amacı, sosyal hizmet uygulamasının güncel bir durumun (birey, aile, küçük grup, topluluk ya da toplum düzeyinde) değişme ve gelişme ihtiyacı içinde olduğundan hareketle gerçekleştirildiği varsayımına dayanmaktadır. Sosyal değişim amacı; baskı, sosyal dışlanma ve ötekileştirmeye neden olan yapısal koşullara karşı çıkma ve onları değiştirme ihtiyacından doğmuştur. Sosyal değişim inisiyatifi; ekonomik, çevresel ve sosyal adaletin ve insan haklarının geliştirilmesinde insan unsurunun önemini göz ardı etmemektedir. Sosyal hizmet mesleği eşit bir şekilde, toplumsal istikrarın sağlanmasına da adanmıştır. Öyle ki, toplumsal istikrarın özel bir grubu ya da kişileri ötekileştirmediğini, dışlamadığını ve onlara baskı uygulamadığını da garanti altına alır.
Sosyal gelişme (social development); müdahale stratejileri, istenen hedefler ve politika çerçevelerini ifade etmek üzere kavramsallaştırılmıştır. Sosyal gelişme; mikro-makro ayrımını aşan ve sürdürülebilir gelişme için çoklu sistemleri bir araya getiren, meslekler ve sektörler arası işbirliğini sağlayan bütüncül biyopsikososyal ve spritüel değerlendirmelere ve müdahalelere dayanmaktadır. Sosyal gelişme, sosyal-yapısal ve ekonomik gelişmeye öncelik vermektedir ve ekonomik büyümenin sosyal gelişmenin ön koşulu olduğuna ilişkin geleneksel görüşü onaylamamaktadır.
İlkeler
Sosyal hizmetin en kapsayıcı ilkeleri insan onuru ve haysiyetine saygı, zarar vermeme, farklılıklara saygı, insan haklarını koruma ve sosyal adalettir.
İnsan haklarını ve sosyal adaleti savunmak sosyal hizmetin ana motivasyonu ve meşruiyetidir. Sosyal hizmet mesleği, insan haklarının ortak sorumluluk (collective responsibility) ile bir arada var olmak zorunda olduğunu kabul etmektedir. Ortak sorumluluk fikri, bireysel insan haklarının ancak ve ancak insanların günlük işlerinde birbirlerine ve çevreye karşı sorumluluk aldığı ve topluluk içerisinde karşılıklı ilişkiler geliştirebildiği oranda gerçekleşebileceği gerçeğinin altını çizmektedir. Bu nedenle sosyal hizmetin temel amacı, insan haklarını her düzeyde savunmak ve insanların birbirlerinin iyiliği için sorumluluk alacakları ve aynı zamanda insanlar ve çevre arasındaki karşılıklı bağımlılığı fark edecekleri ve saygı duyacakları ortamları yaratmaktır.
Sosyal hizmet birinci, ikinci ve üçüncü kuşak hakları sahiplenmektedir. Birinci kuşak haklar; inanç ve ifade özgürlüğü ile işkence ve keyfi tutuklamadan korunma gibi bireysel ve politik haklara işaret etmektedir. İkinci kuşak haklar barınma, sağlık ve eğitime erişim hakları, azınlıkların dil haklarını içeren sosyo-ekonomik ve kültürel haklardır. Üçüncü kuşak haklar ise nesiller arası eşitliği ve biyolojik çeşitliliği içeren doğal yaşama ilişkin haklara odaklanmaktadır. Bütün bu haklar karşılıklı olarak birbirine bağlıdır ve birbirini güçlendirmektedir. Ayrıca hem bireysel hem de kolektif hakları düzenlemektedir.
Örneğin kültür adı altında bazı hakların (kadınların ve eşcinsellerin hakları gibi) ihlal edildiği durumlarda, “zarar vermeme” ve “farklılıklara saygı” ilkeleri birbiriyle çelişebilir. Sosyal Hizmet Eğitimi ve Öğretimi için Küresel Standartlar, böyle karmaşık durumlarla mücadele etmek üzere, sosyal hizmet uzmanlarının eğitiminde temel insan haklarına odaklanan bir yaklaşımı desteklemektedir.
Bu yaklaşım; kültürel kod, inanç ve değerlerin temel insan haklarını ihlal ettiği durumlarda onlara karşı koymayı ve onları değiştirmeyi kolaylaştırabilir. Kültür toplumsal olarak yapılandırıldığı ve dinamik olduğu için yeniden yapılandırılmaya ve değişmeye tabidir. Kültürel değerleri, inançları ve gelenekleri anlama, onlara karşı duyarlı olma ve grup üyeleri arasında insan hakları konusunda eleştirel ve düşünümsel diyalog geliştirme yolu ile bu tarz yapıcı meydan okumalar, yeniden yapılandırmalar ve değişim mümkün kılınabilir.
Bilgi
Sosyal hizmet hem disiplinler arası hem de disiplinler üstüdür ve çok geniş bir teori ve araştırma dizisinden yararlanmaktadır. “Bilim” en çok kullanılan anlamıyla “bilgi” bağlamında ele alınmaktadır. Sosyal hizmet kendi teori ve araştırma bilgisinin yanında, toplum gelişimi, sosyal pedagoji, idarecilik, antropoloji, ekoloji, ekonomi, eğitim, yönetim, bakım, psikiyatri, psikoloji, halk sağlığı ve sosyolojiyi de içeren ancak bunlarla sınırlı olmayan diğer beşeri bilimlerden de faydalanmaktadır. Sosyal hizmet teori ve bilgisinin biricikliği uygulamalı ve özgürleştirici olmasıdır. Sosyal hizmet teori ve araştırmasının büyük bir bölümü hizmet alanlar ile yürütülen interaktif ve söyleşimsel süreçte yeniden yapılandırılmaktadır. Bu nedenle sosyal hizmet teori ve uygulaması, çeşitli uygulama çevrelerinden de bilgi üretmektedir.
Yukarıda verilen tanım, sosyal hizmetin yalnızca bazı spesifik uygulama çevreleri ile Batılı teorilerden değil, aynı zamanda yerel bilgiden (indigenous knowledge) de faydalandığını kabul etmektedir. Sömürgeciliğin bir mirası olarak Batı teorileri ve bilgisi oldukça değerli görülürken, yerel bilgiler Batı teorileri ve bilgisinin egemenliği altında tutulmuş, dikkate alınmamış ve değersizleştirilmiştir. Bu tanım, yerel bilginin önemini ve yereldeki insanların bilime olan katkılarını önemli görerek bu süreci ters yüz etme arayışındadır. Sosyal hizmet dünyanın çeşitli yerlerindeki insanların yerel bilgilerinden de beslenerek, bilimsel çerçevedeki tarihsel Batı hegemonyasının yaratmış olduğu tahribatı onarma çabasındadır. Bu açıdan sosyal hizmet bilgisi yerelden gelen deneyimlerle yeniden yaratılacak ve hem yerel hem de küresel olarak uygun bir biçimde uygulamaya aktarılacaktır. Birleşmiş Milletler’in çalışmasına dayanarak IFSW yerli insanları aşağıdaki biçimde tanımlamaktadır:
//ifsw.org/policies/indigenous-peoples
Uygulama
Sosyal hizmetin amacı ve meşruiyeti, insanların çevreleri ile etkileşime girdiği noktaya yaptığı müdahalede yatmaktadır. Bu çevre, insanların içinde oldukları çoklu sosyal sistemleri ve insanların hayatlarında önemli bir etkisi olan doğal ve coğrafi çevreyi kapsamaktadır. Sosyal hizmette önemli görülen katılımcı metodoloji, “iyilik halini geliştirmek ve yaşam zorluklarıyla mücadele etmek için yapılarla ve insanlarla çalışılır” şeklinde ifade bulur. Sosyal hizmet mümkün olduğunca insanlar için değil, insanlarla birlikte çalışmayı desteklemektedir. Sosyal gelişme paradigmasıyla örtüşen bir biçimde, sosyal hizmet uzmanı, farklı sistemler düzeyinde, bu sistemlerde değişim yaratmak ya da bu sistemlerin istikrarını sağlamak üzere, çeşitli aktiviteleri, prensipleri, stratejileri, teknikleri ve becerileri kullanmaktadır. Sosyal hizmet uygulaması çeşitli terapi ve danışmanlık biçimleri, grup çalışması, toplulukla çalışma, politika analizi, savunuculuk ve politik müdahaleler olmak üzere bir dizi aktiviteyi kapsamaktadır. Özgürleştirici perspektiften bakıldığında bu tanım, eşitsizliğin yapısal nedenlerine ve baskıcı güç dinamiklerine karşı çıkmalarında insanların yaratıcı potansiyellerini, özgüvenlerini ve umutlarını arttırmayı amaç edinen sosyal hizmet stratejilerini desteklemektedir. Bu nedenle bu tanım, müdahalenin kişisel-politik boyutu ile makro-mikro ayrımını bir bütün içine dahil etmektedir. Sosyal hizmetin bütüncül odağı evrenseldir. Ancak sosyal hizmet uygulamasının öncelikleri tarihsel, kültürel, politik ve sosyo-ekonomik koşullara dayanarak ülkeden ülkeye çeşitlenebilir.
Bu tanımda ifade edilen ilkelerin ve değerlerin fark edilmesi, zenginleştirilmesi ve savunulması bütün sosyal hizmet uzmanlarının görevidir. Bir sosyal hizmet tanımı ancak sosyal hizmet uzmanları, onun ilke ve değerlerine kendine adadığı zaman anlamlı olabilir.
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Hakkında
Sosyal Hizmet bölümü 1961 yılında, 7355 sayılı Sosyal Hizmetler Enstitüsü Kuruluşuna Dair Kanun'un 1. maddesi uyarınca dört yıllık bir yüksek öğretim kurumu olarak ''Sosyal Hizmetler Akademisi'' adıyla Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na bağlı olarak kurulmuştur. Böylece ülkemizde ilk kez sosyal hizmet eğitimi başlamıştır. Başlangıçta, eğitimin uluslararası standartta olabilmesi için ders programının hazırlanmasında sosyal hizmet eğitiminde dünyaca tanınmış uzmanlardan yararlanılmıştır. Bu kapsamda Birleşmiş Milletler Teknik Yardım Programı ile dört eğitim danışmanı görev almıştır.
Ayrıca Fulbright Komisyonu, Hollanda Teknik Yardım Programı ve ikili anlaşmalar ile ABD'den altı, Hollanda, Pakistan ve Hindistan'dan birer öğretim üyesi Akademi'nin öğretim kadrosunda yer almıştır. Akademi, 1965 yılında programının standarda uygunluğu onaylanarak Uluslararası Sosyal Hizmet Okulları Birliği'ne üye kabul edilmiştir. Sosyal Hizmetler Akademisi, 1982 yılında Yükseköğretim Kurumu Kanunu ile, 1967'de Hacettepe Üniversitesi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi bünyesinde kurulmuş olan Sosyal Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bölümü'nün kendisine katılmasıyla Sosyal Hizmetler Yüksekokulu adıyla Hacettepe Üniversitesi'ne bağlanmıştır. 2006 Yılı Nisan ayı itibariyle de Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bünyesine "Sosyal Hizmet Bölümü" olarak dâhil olmuştur. 2010 yılı Temmuz ayında Beytepe yerleşkesindeki yeni binasına taşınmıştır. Bölümümüz uzun süre lisans ve lisansüstü sosyal hizmet eğitimi veren ülkemizdeki tek bölüm olma özelliğine sahip olmuştur. Bölümümüz halen lisans ve lisansüstü sosyal hizmet eğitimi veren ülkemizdeki tek bölüm olma özelliğini korumaktadır. Bölümün amacı, ülkenin temel sosyal yapısı, sorunları ve sosyal hizmet metodolojisi hakkında bilgi ve beceriye sahip, sosyal politika ve planlamaya katılacak, çeşitli düzeylerdeki (kamu, yerel, sivil toplum örgütleri) sosyal hizmetlerde planlayıcı, örgütleyici, yönetici, araştırmacı ve uygulayıcı olarak görev yapacak sosyal hizmet uzmanları yetiştirmektir.
Bölümde dört yıllık lisans programının yanında yüksek lisans ve doktora programları yürütülmektedir.
Eğitim dili Türkçe'dir. Müfredat programında kuramsal ve uygulamalı dersler yer almaktadır. Kuramsal dersler konferans, grup tartışmaları, rol oynama, örnek vaka analizleri gibi çağdaş yöntemlerle verilmektedir. Uygulamalı derslerde ise, öğrencilerin öğrendikleri kuramsal bilgileri uygulamaya aktararak mesleki beceri ve davranış kazanmaları sağlanır. Sosyal hizmet mesleğinin yöntemleri olan sosyal kişisel çalışma, sosyal grup çalışması, toplumla çalışma ve sosyal hizmet yönetimi yöntemlerinde, öğrenciler Ankara içi ve dışında, ayrıca yurt dışında çeşitli sosyal hizmet kurumlarına yerleştirilerek, eğitsel yöneticilerin denetimi altında uygulama yaparlar. Uygulamalı araştırma dersleri ise küçük gruplar halinde bir eğitsel yöneticinin denetiminde yapılır ve öğrenciler sosyal sorunlar ve sosyal hizmetler konularında bilimsel bilgi üretme deneyimi kazanırlar.
Sosyal Hizmet Bölümü'nün, kuruluşunun ilk yıllarında başlayan uluslararası düzeydeki ilişkileri yeni boyutlar kazanarak devam etmektedir. Özellikle, başta Almanya ve Hollanda olmak üzere Batı Avrupa'da yoğunlaşan Türk nüfusunun sorunlarına karşı sosyal hizmet mesleğinin giderek artan ilgisi, bu ülkelerdeki sosyal hizmet eğitim kurumları ile Sosyal Hizmet Bölümü'nün işbirliği ve ilişkilerinin yoğunlaşmasına neden olmuş ve bu yönde ortak çalışmalar geliştirilmiştir. Bölümün lisans programında kayıtlı öğrenci sayısı 2016 yılında 866'dir. Bölümden, 2016 yılı bahar dönemi itibariyle 3997 öğrenci mezun olmuştur. Mezunlar 7355 sayılı Kanun gereğince ''Sosyal Çalışmacı'' ünvanını alırlar. Sosyal çalışmacılar özellikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı merkez ve taşra örgütlerinde, Sağlık Bakanlığı'nda, Adalet Bakanlığı'nda, yerel yönetimlerde, Devlet Planlama Teşkilatı'nda, sağlık kuruluşlarında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda, Milli Eğitim Bakanlığı'nda, üniversitelerin mediko sosyal merkezlerinde, işci refahı ve endüstriyel ilişkiler alanlarında, GAP gibi kırsal ve kentsel toplum kalkınması ile sokak çocukları gibi ilgili projelerde etkin olarak çalışmaktadırlar.
Sosyal Hizmet Mesleği
Sosyal hizmet, bireylerin, ailelerin, grupların ve toplumun iyilik halini artırmak için sosyal değişime, insan ilişkilerinde sorun çözmeye, güçlenmeye ve özgürleşmeye katkı sağlayan bir meslektir. Sosyal hizmet, insan davranışı ve sosyal sistem kuramlarında yararlanarak, insanların çevreleriyle etkileşim kurdukları noktalara müdahale eder. Sosyal hizmette insan hakları ilkeleri ve sosyal adalet temeldir (Uluslararası Sosyal Hizmet Okulları Birliği 2001; Uluslararası Sosyal Hizmet Uzmanları Federasyonu, 2001).
Sosyal Hizmet Uzmanı
Sosyal hizmet uzmanı; birey, aile, grup ve toplumun sorun çözme ve başetme kapasitelerini geliştirerek psiko-sosyal işlevselliğin sağlanması, onarılması, korunması ve geliştirilmesi; sosyal değişimin desteklenmesi; sosyal politika ve programların insan ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla planlanması ve uygulanmasının sağlanması yönünde insan davranışına ve sosyal sistemlere ilişkin kuramlardan yararlanarak sosyal hizmete özgü yöntem ve tekniklerle uygulamayı yerine getiren meslek elemanıdır.